..
Kuyuya düştün biliyorum!
Kapat gözlerini, içindeki aydınlık sana yeter...
Biliyorum, sen uykudayken, aydınlıkta gezebilir kardeş bilinenler.
Sen Yusuf gibi ol; kapat gözlerini, senin karanlıkta gördüğünü onlar aydınlıkta bile göremez.
Çünkü 'hâkikat' bir sırlı aynadır demiş erenler.
Yûsuf, güneşe, güneş gibi yerinde sabit hakîkate dönmüştü yüzünü.
Güneş, her sabah onu da aydınlatıyordu, kara düşünceler içinde gezen kardeşlerini de. Ancak "hikmet" ile aydınlanmamış ise, kapkara bir taş ayna olabilir mi karşısındakine!
Ha, kara bir taş, ha cehalet!
Sadece "aydınlık" havalarda gezmek, "aydın" olmak değildir!
Hüner; gündüz aldığı ışığı yansıtan bilmektir geceye...
Şimdi kararını ver;
"Yusuf" gibi mi olmak istiyorsun kuyuda?
Yoksa aydınlıkta gezen kara bir taş mı?
Aydınlık nedir biliyor musun?
O, Yusuf'tan yansıyan ışıktır, köle pazarında satılsa bile. Gümüş bir hikmettir rüyaları parmaklarında beyaz bir simya gibi çözebilsin diye...
Sır verildi
Düğüm çözüldü
Kapılar açıldı kendiliğinden...
Yusuf Mısır'a "Sultân" oldu
Sonra kıtlık baş gösterdi, kuyuya attığı kardeşleri kapısına geldi tâ Kenan ilinden...
Yusuf affetti, ihsanda bulundu kardeşlerine yeniden;
Peki hiç düşündün mü,
Acaba neden?
Çünkü, uzayda güneşi sönmüş karanlık gezegenleri görmesi mümkün değildir aydınlık gezegenlerin!
Yûsuf, babası Yakup peygamberin kalbindeki hakîkatten alıyordu ışığını, ondan ayrı düşse de...
Hani bana hep dersin ya;
"Ben aptal mıyım?"
"Neden insanlar benim iyi niyetimi istismar ediyor her seferinde!"
Lütfen böyle düşünme
Çünkü sen yüzünü sevgi ve aydınlığa, dürüstlüğe dönmüşken, fark edebilir misin karanlıklar içinde gezenleri, tuzak kuranları, kuyu eşenleri?
Kuyuya düşmek "sınanmak" için sadece bir tanem!
Korkma;
Kuyuların da,
Kuyulara atılanların da sahibi yalnız mevlâdır...
Sen güneşe dön yüzünü
Ve kapat gözlerini içine kuyuya düşsen bile!
Çünkü senin karanlıkta gördüğün hakîkatı, onlar aydınlıkta bile göremez!
Comments