Çağımızın en büyük hastalığı, insanı değersizleştirmek ve haysiyetsizleştirmek!
Nezaketsizlik bunu doğuruyor!
Kabalık haysiyetsizleştirmeyi bir din ve ahlâk hâline getiriyor.
Bir takım çevreler mukaddesatın sözde savunucusu gibi görünse de sahte bir imaj olarak kalıyor.
Batı, bunu Müslüman ülkeleri Arap bahârı ile haysiyetsizleştirerek yaptı. Savaş olmayan ülkelerde ise bu hâl bilhassa kurumlarda bir ahlâk vürüsü olarak yerleştiriliyor.
Bugün ülke olarak bizim de yaşadığımız böyle bir hâl...
Güya Müslümanız ammâ biri birimizin kanı ile besleniyoruz âdeta!
Oysa İslâm dîni, ölüme dahî hayâtiyet kazandıran bir felsefeye, düşünceye sahip değil midir?
Ötekinin nefretinde bir insan inşâ etmek bizim ontolojime ters bir tutum.
Esâsında da insan sadece, câmideki, havradaki, kilisedeki iç hamleleri ile insan değildir. Her insan hangi dîne mensup olursa olsun "kendi oluşu" olan özel alana kanatlandığı nispette insandır.
Spring Waltz o özel alana nota nota kanatlanmak için bir kapı belki de..
Kommentare